Balık Pazarı, Beşiktaş

Balık Pazarı, Beşiktaş

  • 0

Beşiktaş çarşı

Lise yıllarım Karaköy – Beşiktaş – Sarıyer güzergahında geçtiği için, Beşiktaş çarşı her daim bir ara istasyon olmuştur hayatımda. 80’ li yılların sonu, 90’lı yılların başında hayatımızda bu kadar AVM, outlet center gibi olgular olmadığı için pasajlar ve o pasajlardaki dükkanlardan karşılıyorduk gereksinimlerimizi büyük bir ölçüde…

Beşiktaş çarşısı, Sinan paşa pasajı ile, benim o yıllardaki bilgisayar oyunu, ayakkabı, kıyafet gibi ihtiyaçlarıma çözüm olan, uğrak bir adresti, bugün hala varlığını sürdürüyor olsa da eski ihtişamı yok haliyle… Ancak çarşıdaki sokak havası katmerlenerek artıyor yıllar içinde. En uğrak semtlerden birinin çarşısındayız , aksini düşünmek ne mümkün. Günde onbinlerce kişinin geçtiği bu caddelerde yemek adına aradığınız hemen hemen her şeye rastlamak mümkün.

Ben de alışverişimi yapmadan önce define büfede bir döner atmak zaruriyetine karşı gelemedim. Bazı adresler vardır, düzenli aralıklarla gittiğinde hep orda yersin,Üsküdarda Kanaat, Beyoğlunda Şampiyon gibi işte Define de böyle bir adres olmuş benim için…

Çarşı aslında slogandaki gibi her şeye karşı değil, her şeyi kapsarcasına bir ürün çeşitliliği sunuyor ; Balığından, fırınına, baharatçısından, manavına kadar. Sokak yemeklerine ne kadar düşkün olduğumu her seferinde söylüyorum. Ayaküstü atıştırılan bir dönerin üzerine kaz ruhum, bir de midye açtırmak istiyor, ama ben artık buna bir gem vurmanın zamanıdır diye düşünerek soluğu çarşıdaki balıkçılarda alıyorum.

Aslında geçmiş göre hayal kırıklığı… Evet belki çatısı, şekli şemali düzelmiş, ama kala kala 3 tane balıkçı kalmış . Bol ürün var çevredeki meyhaneler ve lokantalardan dolayı, ama ne bileyim gönlüm en az 7-8 tezgahlı bir esnaf topluluğunu aramadı değil hani… Ama olsun , en azından balık çeşitliliği tatmin edici tezgahtaki.

Bu noktada ince bir parantez açıp, seninki kaç santim kampanyasından söz etmemek olmaz. Greenpeace önderliğinde süregelen bu kampanya, denizlerimizdeki bilinçsiz ve zamanından önceki avlanmaya karşı bir duruş. Boğaz artık eskisi kadar verimli değil, sebebi yine bizleriz. Üreme boyuna gelmemiş balıkları avlayarak ve tüketerek, aslında her alanda olduğumuz gibi bu alanda da bindiğimiz dalı kesiyoruz. www.kacsantim.org adresinden , hangi balığın kaç santimden sonra üreyebileceğini öğrenip ,alışverişlerimizde ona göre duyarlı olmalıyız. Sen almazsan esnaf satmaz, balıkçı avlamaz mantığı, doğru ve geçerli bir mantıktır. Bu bağlamda ben de birey olarak bu sene hayattaki en lezzetli bulduğum lüfer balığını inatla yemedim içim kan ağlayarak…

İri bir levrek seçtim buradan kendime , güzel deniz mahsüllerinden bir bukle biraz da yeşillik alışverişi ile poşetleri yüklendim. Giderayak ağzım tatlansın diye Hasanpaşa fırınından biraz vişneli mekik bana dönüş için güzel bir yol arkadaşı olacak

Ardanın Mutfağı Haftanın Tarifleri
yorumlarYorumlar